Mide ekşimesi, boğazda ilerleyen mide asidinin neden olduğu göğüste yanma hissidir. Eğer devam ederse buna reflü hastalığı denir.
Tıp dilinde bu rahatsızlığa “Gastroözofageal reflü” denir. Toplumun % 15-20 oranında sıklıkla karşılaşılan bir hastalıktır. Erkeklere oranla kadınlarda daha çok görünmesine rağmen, erkeklerde yemek borusu hasarına daha çok rastlanır.
Hamilelikte Reflü
Hamilelikte ile kadınlarda genelde sıklıkla görülen mide problemlerine içinde özellikle mide yanması ve progesteron hormonunun artışı ile mide kapağının gevşeme olabilir. Ayrıca plesentanın büyüyerek karın alanını daraltması da reflüyü tetikleyen bir etkendir. Hamilelik süresince beslenmelerine dikkat ederek rahatsızlığı az da olsa giderebilir.
Çocuklarda Reflü
Çocuklarda da çok sık görülen bu hastalık genel orana bakarak %15 oranında görülmektedir. Çocuklarda tüketilen abur cubur, çikolata, hazır paket gıdalar ve patates kızartması gibi besinlerin sık tüketilmemesi için ailelerin çok dikkat etmesi gerekir.
Reflü Nedenleri
- Tek seferde çok fazla yemek yemek,
- Mide fıtığı,
- Bazı ilaçlar,
- Nikotin içeren tütün mamulleri,
- alkol,
- Yağlı gıdalar ve kızartmalar,
- Domates, domates sosu ve salça,
- Kafein içeren içecekler,
- Nane gibi esanslı bitki ve çaylarının tüketilmesi,
- Asitli meyve ve meyve suları,
- Asitli içecekler,
- Turunçgiller,
- Kırmızı biber, kara biber gibi baharatlar reflüye neden olur.
Reflü Belirtileri
- Mide ekşimesi,
- Mide ağrısı,
- Göğüste yanma,
- Yenilen yemeklerin ağza kadar gelmesi,
- Ağza ekşi ve acı bir suyun gelmesi,
- Ağız kokusu,
- Kilo kaybı,
- Kronik faranjit,
- Kronik sinüzit,
- Şişkinlik ve sık geğirme,
- Kilo kaybı,
- Yutma güçlüğü
- Gece öksürük,
- Kronik faranjit,
- Kronik sinüzit,
- Alerjik astım,
- Diş çürümeleri gibi şikayetler reflü belirtileri arasındadır.
Reflü de en sık görülen belirti göğüste yanmadır. Hatta bazı kişilerde yanma hissi ve ağrı midesinde, boyunda, omuzlarda hatta sırt ve kollarda da hissedilebilir. Bu şikayetler kalp ağrısından ayırt edilemez. Bu nedenle genelde kalp doktora başvurulur. Göğüs ağrısı nedeni ile yapılan koroner Anjiyo esnasında da hastaların %50 sinin aslında yaşadığı göğüs ağrısının reflü özofajit olduğu saptanmıştır.
Özofajit ağrı akut bir ağrıya dönüşüp saatlerce sürer, hatta uykudan bile uyandırır. Antiasit ve yiyeceklerle bu etki hafifletilir. Hastalık kişinin beslenme şekli ve öğünlerde yeme alışkanlığı ile ilişkili bir sorundur. Sırtüstü yatma ve öne eğilme ile yaşananlar ile hissedilir. Ağrı genelde sternum’un altında veya sırt bölgesinde hissedilir, ağrıda yayılım görülmez.
Göğüs ağrısının dışında ağza gelen ekşi ve asitli hatta yiyecekli su, sıklıkla yaşanır hale gelir, boğazda ve ağızda kötü bir tat bırakır. Hatta bir müddet bu tat kalır. Genellikle yemek sonrasında, nadiren de yemek esnasında görülen bir durumdur. Semptomlar daha çok yatarken ve uyku sırasında meydana gelir. Karında şişkinlik, geğirme ve hıçkırık, gıcık hissi kronik öksürük, ağız kokusu, ses kısıklığı, astım nöbetleri gibi belirtiler sıklıkla karşılaşılan şikayetler arasındadır
Reflü Tanısı
Reflü tanısı koyulması için ilk olarak hasta elle muayene edilir. Daha sonrasında ise yapılan işlemler: 24 saatlik pH monitörizasyonu, baryumlu Özofagus- mide-Duodenum Grafisi. Endoskopi ve Özofageal Motilite Testleri.
Reflü Tedavisi
Reflü tedavisi için ilaç ve cerrahi tedavi olmak üzere iki farklı yöntem uygulanır.
Tedaviye öncelikle mide asidinin nötralizasyonu için mide ve mide astini azaltıcı ilaç tedavisi ile başlanır. Eğer ilaç tedavi işe yaramaz ise cerrahi tedaviye başvurulur.
Hastada mide fıtığı varsa veya ilaç tedavisi sonuç vermiyorsa cerrahi müdahaleye gerek görülür.
Ameliyat ile mide ile yemek borusu arasındaki kasları kuvvetlendirir. Ayrıca cerrahi müdahale uzun süre ilaç kullanmak istemeyen ve ameliyat şartlarına uygun kişilerin kendi isteği ile de gerçekleştirilir.
Cerrahi müdahale gerektiren nedenler
- Hasta ömür boyu ilaç kullanmak istemiyorsa,
- Beslenme alışkanlıklarına dikkat edemiyorsa,
- Mide fıtığı ile birlikte reflü şikayetleri birlikte seyrediyorsa,
- Kullanılan ilaçlar tedaviye cevap vermiyorsa,
- Yaşam tarzını değiştirmekte zorlanıyor veya istemiyorsa,
- Gastro özofajigal de reflüye bağlı erezyon yani hasarlar oluşmuşsa.
Reflü Tedavi Edilemezse Hangi Hastalıklara Neden Olur?
Reflü zamanında tedavi edilmez ve gerekli tedbirler alınmazsa yemek borusunun alt kısmı daralarak ciddi yutma güçlüklerinin oluştuğu endikasyonlar gelişiyor. Fazla asit salınımı ile mide içeriğinde ülserler ortaya çıkabilir. Yemek borusunun alt ucunda (Barret Osefagusu) mide içi hücrelerinin bulunması reflünün en tehlikeli olduğu kısımdır. Reflü sonrası gelişen en önemli tehdit Barret Osefagusu’dur. Yani yemek borusu ucu kanseridir.
- Yemek borusunda ülserler gelişir. Ülserler ağrı ve yutma zorluğunun yanında kanama yapabilir.
- Yemek borusunda daralma.
- Barrett özofagus mide asiti etkisi ile yemek borusunun epitel mukozası ve diğer gastrointestinal sisteme benzeyerek kolumnar epitele dönüşür. Prekanserözdür. Yemek borusunda kanser riski artar. Oluştuktan sonra reflü tedavi edilse bile düzelmez. Bu safhada düzenli endoskopik takip gerekir.
Reflüyü Tetikleyen Yiyecekler
- Portakal, mandalina, greyfurt, limon, üzüm, karpuz, kavun, yaban mersini, çilek, kızılcık, çekirdekli kara üzüm insan sağlığı için önemli bir çok zengin içeriğe sahip olmasına rağmen reflü sorunu olan kişilerin dikkatli tüketilmesi veya tüketmemesi gerekir. Bu nedenle genelde kişi deneyimleyerek sorun yaratan besinleri diyetten çıkarır.
- Reflünün boyutuna göre çiğ tüketilen tüm sebze ve meyveler sorun oluşturabilir. Bunu tespit etmek için kişinin deneyerek tespit etmesi gerekir. Özellikle brokoli, karnabahar, lahana, brüksel lahanası, bezelye, turp, roka, salatalık gibi besinler mide ağrısına, gaz ve şişkinliğe sebep olabilir.
- Midede kalma süresi uzun olan yağlı yiyecekler parçalanması ve sindirimi için daha çok enzimin salgılanmasına sebep olur. Kaymak, krema, yağlı soslar, margarin, kuyruk yağ, tereyağ, çay, kahve, çikolata, nane, soğan gibi besinlerin tüketimininin azaltılması gerekir.
- Mide asidini uyarılmamak için, acı ve baharatlar, asitli içecekler, domates, turunçgiller, alkol, çok sıcak ve soğuk besinlerin tüketilmemesi gerekir.
- Midenin şişkinlik yaşaması için su ve sıvı besinleri özellikle yemek öncesi veya ara öğünlerde azar azar tüketmek, koruyucu bir yaklaşımdır.
Reflü İçin Beslenme Önerileri
- Sebzeler: Domates yüksek oranda asitli bir içeriği sahip olduğu için tüketilmez. Diğer sebzeler haşlanarak tüketilebilir.
- Meyveler: Elma, armut, muz, kavun, karpuz, üzüm tüketilebilir. Portakal, mandalina gibi asitli meyvelerden uzak durulmalı.
- Et: Yağlı veya yağda kızartılmış etlerden uzak durulmalı. Mideyi yorabileceği için kırmızı etten ziyade tavuk, balık, hindi gibi etler, ızgara veya haşlama olarak tüketilmeli çeşni ve baharat kullanılmama.
- İçecekler: Siyah çay, kahve ve bitki çayları tüketimi önerilmez.
- Ekmek-Tahıl grubu: Esmer ekmek, bulgur ve kısır gibi besinler az miktarda tüketilebilir.
- Süt ve Süt ürünleri: Süt ve yoğurt ürünlerinden, yağlı ve kaymağı olanlar tercih etmemeli, az yağlı ve yağı alınmış tercih edilmelidir. Yağlı peynir yerine az yağlı veya light olan tercih edilmeli.
Reflü Diyeti Listesi
Reflü diyeti listesi kişinin kilo, yaşı, boy ve metabolizma hızına göre ayarlanmalı. Reflü Diyetinde, kızartma kesinlikle yer almamalı ve haşlama türü besinler tüketmelidir. Çiğ meyvelerden daha çok şekersiz komposto yapılarak tüketilebilir. Acı ve baharatlı besinler listede yer almamalı. Kişi diyete uygun hareket ettikçe kalori miktarı yavaş yavaş azaltılmalı.
Reflü hastalığı tedavisinde öncelikle doktor ve diyetisyen tarafından hazırlanan bir diyetin uygulanması önemlidir. Fakat kendi diyet listenizi yeme alışkanlıklarınıza göre hazırlamak isteyenlere örnek bir diyet listesi aşağıda yer almakta.
Kahvaltı:
- 1 adet kayısı haşlanmış yumurta veya yağsız omlet
- 1-2 dilim az yağlı beyaz peynir
- Salatalık
- 5-6 adet zeytin veya 2 adet ceviz
- 2 ince dilim tam buğday ekmek.
Ara Öğün:
- 1 adet meyve
- 1 bardak yağı alınmış ayran
Öğlen:
- Zeytinyağlı veya haşlama sebze yemeği
- 2 dilim tam buğday ekmek
- 1 kase ev yapımı az yağlı yoğurt
Ara öğün:
- 1 dilim az yağlı beyaz peynir
- 1 dilim tam buğday ekmek veya 1 adet tam buğday galeta
Akşam:
- 120 -180 gram derisi alınmış tavuk veya balık
- 1 bardak az yağlı ayran veya 1 kase doğal yoğurt
- 1 dilim tam buğday ekmek
Gece: (İsteğe bağlı Yatmadan en az 3 saat önce)
Reflü Kansere Neden Olur Mu?
Reflünün yemek borusunda yarattığı tahribat nedeni ile oluşan daralma, gıdaları yutmakta zorluğa yol açar. Mide asidinin etkisiyle oluşan şiddetli tahribat ve ülserler ağrıya hatta kanamalara neden olabilir. Zamanla yemek borusunun alt kısmında bulunan midenin iç kısım hücrelerinin değişiklik göstermesi (Barret’s özofagus) kanser için uygun zemini hazırlamaktadır. Tedavi edilmeyen hastalar için kanser riski devam eder.
Tedavi edilmemiş reflü uzun vadede yemek borusuna kaçan mide asidinin safra ve pankreas enzimlerinin de tahriş eden içerikleri yemek borusu alt ucunda bulunan hücrelerin değişmesine neden olabilir.
Bu değişiklikler normal insanların yemek borusu kanserlerine yakalanma riskinden 40 kat daha fazladır. Aşırı et, acılı baharatlı yiyecekler, kahve, sigara, alkol tüketen, düzensiz beslenen kişilerin yaşadıkları şikayetleri kulaktan dolma öneriler ile mide ilaçlarının kullanımı, kişideki tanının konulması için gereken bulguları maskeler. Bu şekilde geciktirilen tedavilerde kansere neden olabilir.
Reflü Ülsere Neden Olur Mu?
Reflü belirtileri, hastalık tanısını koymada önemli bir faktördür. Netlik kazanmak ve tam tedavi için Endoskopik inceleme ve 24 saat takılı cihaz ile yemek borusuna gelen mide asidinin ölçülmesi kesin teşhisi koymak için önemlidir. Reflüye bağlı olarak oluşan erozyonun şiddeti ile kanama, ülser, yemek borusunda delinme ve darlık şikayetleri gelişebilmektedir.
Reflünün en korkulan komplikasyonu yemek borusu ucunda kanser gelişimidir. ‘Barrett özofagus’ denilen ve yemek borusu ucundaki hücresel bir değişimin kansere zemin hazırlanmasıdır. Barrett özofagus sıklığı reflü hastalarında %3 ila %20 arasında değişiklik göstermektedir. Bu hastalarda içinde kanser riski yılda % 0,5 civarındadır. Bu verilere dayanarak Reflü hastalarının kanser oluşumuna çok sık rastlanmaz. Ancak sizin o %0.5 lik kısımda olmadığınız anlamına da gelmez. Bu nedenle tedbirli olmak ve erken teşhisin hayat kurtardığını bilerek harel etmek sağlıklı yaşam için önemli bir kriterdir.
Reflü ve Gastrit Arasındaki Farklar
Gastrit ve reflü arasındaki en net farkları şu şekilde açıklayabiliriz:
- Gastrit, midenin iltihablanmasıdır. Ülser, iltihabın ilerlemesi ile mide de oluşan yaradır.
Gastritte midenin hücresel sistem yani mide mukozası sağlamdır. - Ülserde bu koruyucu da yara oluşmuş yani ülserde mide mukozası sağlam değildir.
- Ülser, gastrite oranla çok daha şiddetli ve ağırdır. Ağrının şiddeti bazı durumlarda sırta kadar vurabilir.
- Ülser deki şikayetler daha çok aç iken kendini gösterir.
Gastrit te ise yasaklı olarak belirtilen yemekleri veya içecekleri tükettikten sonra oluşur. - Ülser, gastrit şikayetlerinin ilerlemiş ve hasara neden olmuş halidir.
Reflü Nasıl Önlenir?
Genetik etkenleri olmasına rağmen daha çok sağlıksız beslenme alışkanlıkları ile bağlantısı büyük olan hastalıklardır. Yanlış beslenme, sigara alkol, kafein gibi alışkanlıkların ortadan kalkması ile midede yaşanan problemlerde de gerileme ve olumlu gelişme görülür. Beslenme konusunda dikkat gösterme ve kilolu kişilerde ise kilo vermek bu hastalığın önlenmesinde etkin rol oynar. Reflü ve gastrit gibi bir çok hastalıkta da alkol tüketimini kesmek tedavi için en önemli unsurlardan biri olacaktır.
Reflüyü Önlemenin Yolları
- Yemek yer yemez yatılmamalı. Yemekten en az 3 saat sonra yatılmalı.
- Sigara ve tütünlü içeceklerden uzak durun. En azından azaltın. Sigara alt özofagus sfinkterin gevşemesine sebep olacaktır.
- Beslenmeye dikkat edilmeli ve sağlıklı, doğru beslenilmeli.
- Sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulmalı.
- Kiloya dikkat edilmeli, fazla kilo kilolar verilmeli.